Hiperaktivite zekâ göstergesi değil!
Hangi çocuklara üstün zekâlı denir, üstün yeteneklilikle üstün zekâlılık aynı şey mi? Hiperaktivitenin zekâyla ilgisi var mı? Anne babaların, ayırt etmekte zorlandığı bu kavramları eğitimci Ahmet Bildiren anlattı.Çocuğu, hareketli ve biraz da yaramaz olan pek çok ebeveyn “Benim çocuğum hiperaktif!” diye övünür. Evladının çok zeki olduğunu düşünür. Uzmanlara göre böyle bir kanıya varmak yanlış. Çünkü hiperaktiflik, çocuğun üstün yetenekli ya da üstün zekâlı olduğu anlamlarına gelmiyor. Aksine tedavi edilmesi gereken bir durum var ortada. Mesela üstün yetenekli çocuklar dikkatlerini daha kolay topluyor, hiperaktifler ise odaklanma sorunu yaşıyor. Üstün zekâlı olmakla üstün yeteneklilik de aynı şey değil. Üstün zekâ, üstün yetenek içinde bir kavram sadece. Konuya dair çalışmalar yapan ve ‘Üstün Yetenekli Çocuklar’ adlı bir kitap yazan Ahmed Bildiren, ailelerin ve öğretmenlerin bu kavramlar arasındaki farkları bilmeleri gerektiğini söylüyor. Gerekçesi ise şu: Aksi takdirde, çocuk yanlış yönlendirilir! Bu da kişiliğini ve yetişmesini etkiler. Peki, anne-baba çocuğunun üstün zekâlı mı, üstün yetenekli mi, yoksa hiperaktif mi olduğunu nasıl anlayacak?
Çocuğum matematikten anlamıyor diye korkmayın!
Ahmet Bildiren ilk olarak üstün yeteneklilerde var olan özelliklerden bahsediyor: Bu çocukların zihinsel gelişimi çok hızlıdır. Erkenden zihinsel gelişim gösterirler. Bu da çocuğun küçük yaşlardan itibaren mantıksal muhakemelerde bulunmasını, yaratıcılığını kullanarak karmaşık problemleri rahatlıkla çözmesini sağlar.
Bildiren, üstün yetenekli çocuklarda var olan başka özellikleri de sayıyor. Bunlardan biri, bu çocukların dikkat sürelerinin diğer çocuklara göre daha uzun olması. Diğeri ise merak ve öğrenme isteği. Bunların dışında anne-baba çocuğunun, öğretmen öğrencisinin üstün yetenekli olup olmadığını orijinal fikir geliştirebilmelerinden, bilgilerin transferinde yaşıtlarından daha üst düzey olmalarından anlayabilir. Bir de şu ayrıntıları bilmek gerekiyor: Üstün yetenekli çocuklar kendi içlerinde de farklı özelliklere sahip. Bu tespiti ilk olarak 1978′de Amerika Eğitim Ofisi yapmış. Klasik IQ sınıflaması haricinde çocuğun farklı alanlarda üstün yetenekli olabileceği ifade edilmiş. Yani çocuğun matematikten anlamaması IQ’sunun düşük olduğunu göstermiyor!
Başarı ile üstün yetenek karıştırılmamalı!
Eğitimciler üstün yetenekliliği kendi içinde 6 kategoride inceliyor. Bunlar; genel zihinsel yetenek, özel bir alanda akademik başarı, yaratıcı beceriler, liderlik, görsel sanatlar ve beceriler, psikomotor beceriler. Yani inanılmaz resimler yapan da, muhteşem şiirler yazan da üstün yetenekli sayılıyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi üstün zekâ da üstün yetenek içinde bir kavram ve üstün yetenekliler içinde en üst düzey performans gösteren çocuklar için kullanılıyor.
Fakat Bildiren’e göre iş, çocukta bu kavramlardan hangisinin var olduğunu anlamakla kalmıyor; ebeveynler için asıl süreç bundan sonra başlıyor. Bildiren, “Anne-babalar genelde, çocuklarında bulunan üstün yetenek ve hiperaktivite gibi farklılıkların üzerine gitmiyor. Onları uygun eğitime yönlendirmiyorlar.” diyor ve ebeveynlere bu çocukları nasıl yönlendirmeleri gerektiğini şöyle anlatıyor: “Çocukları, muhakkak ilgi duydukları, merak ettikleri şeyler üzerine yönlendirmeli ve başarı göstermelerini sağlamalısınız!”
Bildiren, üstün yeteneklilerin her alanda başarılı olabileceği algısının da silinmesi gerektiği kanaatinde. “Biz akademik başarı ile üstün yeteneği karıştırdık. Bu, üstün yetenekli çocukların her konuda başarılı olabileceği algısından geliyor. Ama öyle değil. Üstün yetenekliler birkaç alanda başarılı olabilirler ama her alanda değil.” diyor.
***
Üstün zekâlılar 1,5 yaşında fark ediliyor
Üstün zekâlı çocuklarda ne gibi özelliklere rastlanıyor? Ahmet Bildiren, bunun da cevabını şöyle veriyor: Üstün zekâ, bebek 1,5 yaşındayken bile kendini gösterebilir. Çünkü bu çocuklar yaşıtlarına göre, 3 ay daha erken gelişiyor. Ayakta durma, yürüme, desteksiz oturma gibi eylemleri kolaylıkla yapabiliyor. Ayrıca duyu organları daha keskin ve olgunlaşmaları daha çabuktur. Kolayca konuşmayı öğrenir, yaşına göre beklenmeyecek cümlelerle anlatmak istediklerini ifade edebilirler. Bu durumda anne-baba, çocuklarının farklılıklarını ortaya koymalarını engellememeli. Bildiren şunları da ekliyor: “Bu, onları yaşıtlarından ayrı bir yere koyacağız anlamına gelmemeli. Onlara üstün zekâlı gibi değil de çocuk olduklarını düşünerek davranmalıyız. Bu sayede sosyalleşirler. Aksi durumda, toplumdan kopar ve içlerine kapanabilir. Böylece sorunlu bireyler yetişir.”
Hiperaktivite ile üstün yeteneklilik karıştırılmamalı!
Ahmet Bildiren’e göre, çoğu ebeveynin zekilik olarak algıladığı hiperaktivite; çocukta aşırı hareket, sabırsızlık, çabuk kızma ve çabuk dağılma, kolay incinme olarak kendini gösteriyor. Üstün yeteneklilik ve üstün zekâlılıkla hiç alakası yok. Bildiren, “Üstün yetenekli çocuklar yaşıtlarına göre daha aktif ve enerjiktirler. Hatta bu bazen aşırıya kaçabiliyor. Bu da arada bir bağlantı olduğu kanısını çıkarıyor toplumda. Hâlbuki alakası yok. Hiperaktifler dikkat ve davranış kontrolü sorunu yaşarken, üstün yeteneklilerde bu, aşırı hareketli olsalar da yoktur!” diyor. Eğitimleri ise özel olmalı. Çocuğunda hiperaktivite özellikleri gören ebeveynler bir uzmana başvurmalı!
Zaman Pazar Eki
Eklenme Tarihi: 1 Ocak 2012
Konu hakkında yorumunuzu yazın