SOSYAL-BİLİŞSEL(DOLAYLI)ÖĞRENME (BANDURA)
SOSYAL-BİLİŞSEL(DOLAYLI)ÖĞRENME (BANDURA)
Bandura’ya göre bireyin davranışları sadece pekiştirme yoluyla biçimlendirilerek ya da zincirleme yoluyla değil bilişsel, davranışsal ve çevre faktörlerinin karşılıklı etkileşimiyle oluşur. Davranışların büyük bir kısmı diğer insanlarla ilişki içerisinde kazanılan öğrenme yaşantılarıyla yani ilgili davranışı gösteren birini model alarak öğrenir. Buna taklit ya da gözlem yoluyla öğrenme denir. Sosyal öğrenmede temel unsur bireyin başkalarını gözleyerek öğrenmesidir. Öğrenmenin etkililiği bireyin gözlediği modelin davranışlarını taklit etmesi ve almış olduğu pekiştireçya da cezaya bağlıdır. Bandura’ya göre birey, çevre ve davranış üçgeni öğrenmenin oluşumunun temelidir ve bu üç temel birbirlerini sürekli olarak etkiler. Birey çevreyi gözlerken davranışın nasıl yapıldığına dikkat eder, bunu zihinsel şemalarına yerleştirir (kodlar) sonra davranışı yerine getirir ( yapma) ve en sonunda davranış istenilen sonucu getirmişse pekiştirilir ve güdülenme olur.
Bandura’ya göre gözlemci modelden aşağıdakiözellikleri öğrenir.
– Yeni bilişsel beceriler (problem çözme,karar verme)
– Yeni psiko-motor beceriler (yazı yazma,basket oynama)
– Önceden öğrenilmiş kuralların güçlenip, zayıflaması (sınıfta konuşmak doğru değildir şeklinde bilgisi varsa ve sınıftaki diğer öğrenciler konuşuyorsa öğrenci de konuşur)
– Yeni değerler, inançlar, düşünme biçimleri
– Çevrenin ve eşyaların kullanım şeklini
– Duygularını açıklama biçimi
-Model gözlenerek sosyal güç ve motivasyon sağlanabilir.
Sosyal öğrenme süreci dört temel aşamada gerçekleşir:
1. Dikkat
2. Hatırlama (zihinde tutma, zihinsel süreçler)
3. Uygulama(davranışı yerine getirme) ve
4. Güdüleme olmak üzere başlıca dört aşamadan oluşur. (bu sürecin sonunda bireylerde öz yeterlik ve öz düzenleme gelişir)
Sosyal öğrenme kuramına göre bireyin bir davranışı model alarak öğrenilmesinde etkili bazı etkenler vardır. Bunlar:
– Bireyin davranışı öğrenmeye güdülenme düzeyi
– Bireyin yaşantılarının ortaya çıkardığı izlenimler
– Bireyin bilişsel şemaları
– Davranışın sonucunda pekiştireç ya da ceza alma
– Bireyin duygusal durumu
-Davranışı model alınan bireyin sosyal statüsü ve saygınlığı
SOSYAL ÖĞRENME KURAMI İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
Karşılıklı Belirleyicilik: Organizmanın davranışı çevreyi, çevre de davranışı değiştirebilir. Çevre bireysel özellikleri, bireysel özellikler de çevreyi etkileyebilir. Saldırganlığın uygun görüldüğü bir çevrede birey saldırgan davranışlar seçebilir.
Öngörü Kapasitesi: Bireyin ileriyi (geleceklerini) düşünebilmeleri ve buna yönelik olarak planları yapabilme ve çaba gösterme kapasiteleridir.
Dolaylı Öğrenme Kapasitesi: Bireyin yalnızca kendi yaptıklarını öğrenmesi yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle çevreyi gözleyerek modelin davranış ve deneyimlerinden bir çok şeyi öğrenebilir.
Sembolleştirme Kapasitesi: Bireyler düşünerek ve dili kullanarak, her şeyi zihinlerinde tasarlayabilirler. Bireyler dış çevre ilebilişsel temsilcileriyle etkileşim kurarak, sembolik olarak düşünür.
Statünün sosyal öğrenme üzerindeki etkileri:
– Model, gözleyen kişiden daha yüksek bir statüye sahipse, modelin davranışları en üst düzeyde taklit edilir.
– Model, gözleyen kişiden daha düşük bir statüye sahipse, modelin davranışları taklit edilmez.
– Model ile gözleyen kişinin statüleri eşit ise bu kez gözlenen davranışın sonucu belirleyicidir.
SOSYAL ÖĞRENME KURAMININ TEMEL KAVRAMLARI
Dolaylı Pekiştirme: Bireyin seçmiş olduğu modelin yapmış olduğu davranışların ödüllendirilmesi o davranışın taklit edilmesini güçlendirir ve devam ettirir. Örneğin; sınıfta öğretmenin istendik davranışı gösteren öğrencileri övmesi, diğer öğrencileri istendik davranışı yapmaları yönünde cesaretlendirir.
Dolaylı Duygusallık: Bir başka birinin yaşantısını gözleyerek dolaylı olarak korku, kaygı gibi duygular geliştirebilir. Örneğin; evde fare gördüğünde çığlık atarak koltuğun üzerine çıkan annesini gören çocuk, farenin korkulacak bir hayvan olduğu sonucuna ulaşarak fareden korkar.
Dolaylı Ceza: Modelin yapmış olduğu istenmedik davranış karşısında aldığı cezanın gözlemlenmesi bireyin o davranışı yapma eğilimini azaltır. Örneğin; sınıfta yaptığı hatalı davranıştan dolayı tenefüse çıkmama cezasını gören arkadaşını gözlemleyen çocuk hatalı davranışı tekrar etmeme eğiliminde olur.
Özyeterlik: Kişinin kendi kapasitesinin farkında olmasıdır. Bireyin karşılaşabileceği problem durumunu ne derece çözebileceğine ilişkin olarak kendisine olan inancı ve yargısıdır.
Öz düzenleme: Bireyin kendi davranışlarını gözleyerek yine kendi tarafından belirlenen ölçütleriyle karşılaştırarak yargıda bulunması ve davranışlarını ölçütlerine uygun hale getirmesine denir. Bireyin kendi davranışlarını etkilemesi, kontrol etmesi ve yönlendirmesidir.
Öz yargılama: Bireyler kendileri ile ilgileri, fikirleri ve yeterlilikleri hakkında yargıda bulunabilirler. Bu da davranışlarını ve öğrenmelerini etkiler.
İNDİR
Çalışmanın pdf halini buradan indirebilirsiniz
Eklenme Tarihi: 19 Nisan 2011
Konu hakkında yorumunuzu yazın