Deyimler

Bu sayfayı word dosyası olarak buradan indirebilirsiniz

Cadı kazanı: Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, hile ve düzenlerin kurulduğu yer.

Caka satmak: Çalım satmak, gösteriş yapmak.”Caka satmayı bırak da işine bak.”
Cana can katmak: İnsanda yaşama sevincini artırmak; insana neşe, heves ve iç gücü vermek.

Can atmak: Herhangi bir şeye sahip olmayı, ya da herhangi bir şeye erişmeyi çok istemek.”Top oynamaya can atıyordu.”
Can borcunu ödemek: Ölmek.”Beni korkutamazsın, bir can borcum var, onu da öder kurtulurum.”
Cana yakın: Sevimli, sokulgan, insana pek sıcak davranan.”Ne cana yakın bir insanmış meğer.”
Can çekişmek: Ölmek üzere bulunmak.”Yanına vardığımızda hayvan can çekişiyordu.”
Can damarına basmak: Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak.

Can düşmanı: Öldürmeyi bile düşünen, aşırı kin ve düşmanlık besleyen, dost olmayan. “Can düşmanları etrafına toplandı.”
Can evi: 1. Yürek. 2. En duyarlı bölge.”Onları can evlerinden vurmaya yemin etti.”
Can evinden vurmak: En etkileyici, en can alıcı yönden saldırmak; bir daha yaşama imkânı kalmayacak şekilde vurmak.
Canı burnuna gelmek: Bir şey yaparken çok zorluk çekmek, bunalmak.”Kömürü taşıdım ama canım da burnuma geldi.”
Canı (gönlü) çekmek: Bir şeyi istemek, istek duymak, çok arzulamak.”Şimdi o yeşil eriklerden, öyle de canım çekti ki.”
Canı çıkmak: 1. Ölmek. 2. Çok yorulmak. 3. Çok yıpranmak.”Onu razı edinceye kadar canım çıktı.”
Canına yetmek: Bezmek, bıkmak, bir zorluğa dayanamayacak duruma gelmek.”Canıma yetti artık bu işi yapmayacağım.”
Canından bezmek: Çektiği sıkıntılar yüzünden içinde olduğu hayatı artık istemeyecek bir duruma gelmek.

Canını dişine takmak: Büyük sıkıntıları, tehlikeleri göze alarak bir işi başarmaya çalışmak.”Canını dişine takıp çalışmak.”
Canını sokakta bulmak: Sağlığını koruması, kendini yıpratmaması ve tedbir alması gerektiğini anlatmak için kullanılır.
Canını yakmak: 1. Fizikî acı vermek. 2. Bir kimseyi zarara ya da sıkıntıya sokmak; üzmek, kaygılandırmak.

Canı tez: Sabırsız, beklemeye tahammülü olmayan, ivecen.”Bekle de gör, ne canı tez adamsın sen öyle!”
Can kulağıyla dinlemek: Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek.”Babasının söylediklerini can kulağıyla dinledi.”

Canlı cenaze: Çok zayıf, güçsüz, zayıflıktan kemikleri çıkmış kimse.”Adam canlı cenaze gibiydi.”
Can pazarı: Herkesin kendi canının kaygusuna düştüğü ve kendi canını kurtarmaya çalıştığı tehlikeli bir durum, yer.

Can sıkıntısı: Yapılacak iş ve bir şeyle oyalanma imkânı bulamamaktan duyulan tedirginlik, içine düşülen bunalım.

Can yakmak: 1. Üzmek, acı vermek. 2. Zulmetmek, eziyet etmek. 3. Bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak.

Can yoldaşı: Yalnızlıktan kurtulmak için birlikte yaşanılan kimse.”Her insanın bir can yoldaşına ihtiyacı vardır.”
Cebi delik: Parasız, cebinde para tutmasını bilmeyen.”Daha ne kadar cebi delik dolaşacaksın.”
Cebini doldurmak: Karşılaştığı fırsatları değerlendirerek bol para kazanmak. “Cebini doldurma peşinde koşuyor.”
Cehennem olmak: Defolup gitmek.”Çabuk cehennem ol yanımdan.”
Cendereye sokmak: Çok sıkıştırmak, manevî baskı altına almak.”Adamı cendereye almayı iyi beceriyorsun.”
Cevabı yapıştırmak: Karşısındakinin, beklemediği, ters, güç duruma düşürücü bir cevap vermek.

Ciğeri beş para etmemek: Değersiz, kendisine güvenilmez, korkak, aşağılık (bir kimse olmak).

Ciğerimin köşesi: 1. Çok sevdiğim. 2. Sevgili evlâdım.”O, hâlâ benim ciğerimin köşesidir.”
Ciğerini sökmek: Bir kimseyi büyük ölçüde zarar ve ziyana uğratmak. “Söyle ona,  gelirsem ciğerini sökerim onun.”
Cin çarpmışa dönmek: Neye uğradığını anlayamayacak kadar kötü duruma düşmek. “Bir tokatta cin çarpmışa döndürdü.”
Cin fikirli: Zeki, çok kurnaz, her zaman kendi çıkarını kollayan, çok anlayışlı.

Cinleri başına toplamak: Öfkelenmek, kızmak, çok sinirlenmek. “Zorla cinleri başıma topladınız.”
Cüret etmek: Ataklık etmek, yüreklilikle davranmak. “O, herkesin yanında söz söylemeye cüret eden bir yapıya sahipti.”

Etiketler: deyimler anlamları, deyimler sözlüğü, deyimlerin anlamı nedir?
Eklenme Tarihi: 16 Mayıs 2012