Deyimler
12.298
Bu sayfayı word dosyası olarak buradan indirebilirsiniz
- Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca: Farklı gibi gösterilen iki şeyin, gerçekte hiçbir değişikliği yoktur,
- Ha bire: Durmadan, arka arkaya, sürekli olarak, ara vermeden.
- Hacet kalmamak: Gereği olmamak, lüzumu kalmamak.”Seni çağırmaya hacet kalmadı.”
- Haddi zatında: Aslında.”Haddi zatında sen ona hakkını vermemiştin ki!”
- Hafife almak: Küçümsemek, önem vermemek,”Beni hafife alıyorlar ama yanılıyorlar.”
- Halka verir talkını kendi yutar salkımı: Kendi verdiği öğütlere kendisi uymaz.
- Ham ervah: Çiğ adam; yersiz ve yakışıksız sözleri, davranışları olan kaba kimse.
- Hapı yutmak: Kötü bir duruma düşmek, zarar ve ziyana uğramak.”Hapı yuttuk desene!”
- Haram para: Dinî bakımdan yasaklanmış yollardan elde edilen para.”Haram parayla ekmek alınmaz.”
- Hasret gitmek: Özlediği, sevdiği bir yere ya da kimseye kavuşamadan ölmek.
- Hastası olmak: Bir şeye çok düşkün olmak.”Bizim oğlan köpek hastası, hiç kapıdan eksik etmiyor.”
- Hatır belâsı: Sayılan ve sevilen kimse için katlanılan sıkıntı.”İnan bu işi hatır belâsına yapıyorum.”
- Hatırı kalmak: Gücenmek, kırılmak.”Eğlenceye onu da çağıralım ki hatırı kalmasın.”
- Havsalası almamak: Aklı kabul etmemek.”Nasıl yaparsın bana bunu, hâlâ havsalam almıyor.”
- Hayra yormak: Bir rüya ya da olayı iyi ve yararlı bir durumun işareti görmek.
- Helâl süt emmiş olmak: İyi huylu, doğru yoldan sapmayan, temiz bir kişi.
- Hem suçlu hem güçlü: Gerçekte kendisi suçlu olduğu hâlde suç işlememiş gibi davranan ve karşısındakini suçlamaya çalışan kimse.
- Hesaba dökmek: Bir konu ile ilgili işlemlerin hesabını kâğıt üzerinde yapmak.
- Hesabı kesmek: Alış verişi ya da ilgiyi kesmek.
- Hesap tutmak: Alış verişle ilgili alacağı ve vereceği bir kâğıda ya da deftere yazmak.
- Hevesini almak: İmrendiği, çok istediği şeye kavuşup ona doymak.
- Heyheyleri tutmak (üstünde): Çok kızıp sinirlenmek.
- Hiçe saymak: Hiç önem ve değer vermemek.
- Hop oturup hop kalkmak: Ya heyecanından ya da öfkesinden yerinde duramaz olmak.
- Hor kullanmak: Özen göstermeden, kabaca, dikkat etmeyerek, hırpalayarak kullanmak.
- Hurdası çıkmak: İşe yaramayacak, kullanılamayacak hâle gelmek.
- Huzurunu kaçırmak: Huzurunu bozmak, tedirgin ve rahatsız etmek.
- Hüküm giymek: Mahkemece ya da birileri tarafından kendisine ceza verilmek.
- Hükümet kapısı: Devlet dairesi.”Hükümet kapıları halka açık kılınmalıdır.”
- Hüd dağı gibi şişmek: Bir hastalık sebebi ile bir tarafı, özellikle de karın tarafı şişmek.
Eklenme Tarihi: 16 Mayıs 2012
[…] orijinal boyutu için üzerine tıklayınız. Ayrıca Deyimlerin tamamı ve açıklamaları için deyimler sözlüğü sayfasını ziyaret […]