Psikoloji Kuramları

yorumsuz
12.060


Bu yazıda Psikoloji kuramlar ele alınmış olup genel olarak ; Hümanistik (insancıl kuram), Biyolojik kuram, Yapısalcılık, Gestalt (Bütüncül kuram), İşlevselcilik, Psikoanalitik kuram, Davranışçı yaklaşım, Bilişsel kuram, Fenomonolojik yaklaşım  gibi alt başlıklar ele alınmıştır.

Hümanistik (İnsanlcıl) Kuram

Kurucusu Karl Rogers ve Abraham Maslov‘dur. Varolçu felsefe akımının görüşlerini benimsemiştir. Davranışçı ve Psikoanalitik yaklaşımlara itiraz ederler. İnsanın doğasının olumlu özelliklerden oluştuğunu ve insanın biricik ve kendini geliştirebilme potansiyeline sahip bir varlık olduğunu savunur.

İnsanın doğuştan iyi bir varlık olduğunu, uygun çevresel ortamlarda bu potansiyelin en üst noktasına kadar kullanarak kendini gerçekleştirme yeteneğine sahip olduğunu savunur.

Yapısalcılık (Strüktüalizm)

Öncülüğünü Wilhelm Wundt ve Titchner’dır. Karmaşık zihinsel yaşantıların yapısını inceler. Bilinci, yapı bakımından incelemişlerdir. Bilinçaltı olayların bir takım psişik olaylardan meydana geldiğini savunur.

Psikolojinin amacı, bilinç denen karmaşık olayı çözümlemek, zihnin en yalın ögelerini araştırmak ve bunlar arasındaki ilişkileri bularak kanunlar halinde formüle etmektir. Araştırmalarında iç gözlem ve deney yöntemini kullanırlar.

Gestalt (Bütüncül Yaklaşım)

Temsilcileri Köhler, Kofka, Kurt Lewin ve Wertheimer’dir. Bireyin algıları üzerinde durur. Algı, algılama yasaları, içgörüsel öğrenme, unutma, dikkat gibi konularla, yani davranışlardan çok zihinsel süreçlerle ilgilenir. Bu kurama göre davranışlar bir bütündür ve parçalara ayrılamaz. Bütün, kendisini oluşturan parçaların toplamından daha öte bir sistemdir. İç gözlem, gözlem ve deney yöntemlerinden yararlanır. Gestalt kuramının bulguları, özellikle algı yasaları eğitim alanında yaygın olarak kullanılmıştır.

İşlevselcilik (Fonksiyonalizm)

William James, Angell ve John Dewey başlıca temsilcileridir. İnsan davranışlarını anlayabilmenin, bilincin yanı sıra insanın ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması ve çevresine uyum sağlamada başvurduğu uyumsal davranışlar ile öğrenme gibi yolların incelenmesi ile sağlanabileceğini savunur.

Psikoanalitik (Psikodinamik Kuram)

Sigmund Freud tarafından ortaya konulmuş bir yaklaşımdır. Davranışı cinsel güdüler, toplumsal baskılar gibi bilinçdışı etkiler açısından ele alır. Erken yaşam deneyimlerinin, yetişkinlik dönemindeki uyum açısından önem taşıdığını öne sürer. Kuramın tanımladığı psikoseksüel gelişim aşamalarında sosyal çevre ve anne-baba tutumlarının bireyin kişilik gelişimini etkilediğini vurgulamıştır.

Davranışçı Yaklaşım

Başlıca temsilcileri Skinner, Thorndike, Guthrie, Pavlov ve Watson’dır. Organizmanın, çevresel uyarıcılara verdiği tepkileri incelemişlerdir. Psikolojinin bilim haline gelebilmesi için herkes tarafından gözlenebilir ve ölçülebilir davranışların, doğa bilimlerinde kullanılan bilimsel ve objektif metodlarla incelenmesi gerektiği savunmuşlardır. Yapısalcılık ve işlevselciliğe karşı bir akım olarak ortaya çıkmıştır. İç gözlem yöntemine itiraz etmişlerdir. Gözlem ve deney yöntemini kullanırlar. Bilinç durumlarının değil davranışların, gözlenebilir durumların incelenmesi gerektiğini savunurlar. Davranışçılara “uyaran-tepki psikologları” da denir.

Bilişsel Kuram

Bilgiye ulaşma, bilinçli duruma gelme sürecinin öğrenme ve davranış üzerindeki etkilerini konu alır. Bilişsel kuramın alt yaklaşımlarından birisi “Bilgiyi İşleme” yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, düşünceyi ve akıl yürütme süreçlerini açıklamaya çalışır. Bilgiyi işleme yaklaşımı, insan zihnini çeşitli programlara göre bilgi edinmek, bilgiyi işlemek, depolamak ve kullanmak üzere tasarlanmış, gelişmiş bir bilgisayar sistemi olarak ele alır. Bu kurama göre öğretmenin görevi, çocuğa yalnızca bilgi aktarmak değil, onun dünyayı tanımasına, keşfetmesine rehberlik etmektir.

Fenomenolojik Yaklaşım

Psikolog Brentano ve Matematikçi Husserl’in çalışmalarına dayanır. Bu yaklaşıma göre önemli olan, dış dünyanın ne olduğu değil, birey için ne anlam ifade ettiğidir. İnsan davranışını anlamanın yolu, dış dünyanın onun için ne anlama geldiğini öğrenmekten geçer.

Biyolojik Kuram

Öncülüğünü Adolf Meyer’in yaptığı psikiyatri okulunun yaklaşımıdır. İnsanı, bütünselliği olan biyolojik bir birim olarak ele alır. İnsan davranışını anlamak için psikoloji ve sosyolojiden yararlanan bir kuramdır. Bu kurama göre zihinsel bozukluklar, organik ve kalıtsal etkenlerin karmaşıklaştırdığı gerçekçi olmayan beklentiler ve yanlış alışkanlıkların sonucunda ortaya çıkmaktadır.

 

Sosyal Medyada Paylaş Facebook Twitter Google+


Etiketler: , , , , , , , ,
Eklenme Tarihi: 26 Nisan 2014

Konu hakkında yorumunuzu yazın